Film, küçük bir kasabada yaşayan neşeli, renkli giyinen ve biraz sakar bir genç kadın olan Louisa “Lou” Clark ile başlar. Lou, ailesine maddi destek sağlamak için sürekli farklı işlerde çalışır. Bir gün, zengin bir ailenin felçli oğluna bakıcılık işi teklif edilir. Bu kişi, geçirdiği trafik kazası sonucu boynundan aşağısı felç olan, bir zamanların aktif ve maceraperest bankacısı Will Traynor’dır.

Will, yaşadığı durumdan dolayı içine kapanmış, huysuz ve hayattan tamamen vazgeçmiş biridir. Başlarda Lou’yu ciddiye almaz, onun enerjisinden rahatsız olur. Ancak zamanla Lou’nun pozitifliği, inatçılığı ve farklılığı Will’in ilgisini çeker ve aralarında güçlü bir bağ oluşmaya başlar.

Lou, Will’in hayata yeniden tutunmasını sağlamak ve onu mutlu etmek için elinden geleni yapar. Onu dışarı çıkarır, gezilere götürür, birlikte gülüp eğlenirler. Lou, Will’e yeniden hayat verebildiğini düşünürken, Will’in içinde hala acı bir gerçek yatmaktadır: O, daha önce ailesine yardımlı intihar (ötenazi) için İsviçre’deki bir merkeze gitmek istediğini söylemiştir.

Lou, Will’in bu kararını değiştirmek için mücadele eder. Ona yaşamanın hâlâ değerli olduğunu göstermek ister. Bu süreçte birbirlerine aşık olurlar. Ancak Will fikrini değiştirmez. Hayatına bu şekilde devam etmek istemediğini, Lou’nun onun hayatına anlam kattığını ama artık kendi kaderi üzerinde kontrol sahibi olmak istediğini söyler.

Film, Will’in İsviçre’ye gidip ötenaziyle hayatına son vermesiyle sona erer. Ardından Lou’ya bıraktığı mektupla, onu kendi hayatını yaşamaya ve dünyayı görmeye teşvik eder.

Visited 6 times, 1 visit(s) today
Close